23 Mayıs 2012 Çarşamba

KORKMA BEN VARIM !!



“Şebnem, tütsülenmiş bir bahçede saklambaç oynuyor gibiyiz.
Sensiz bütün tabancalar, fincanlar, odalar boş; sokakların hepsi ıssız, hiçbir gezegende bana hayat yok.
Şebnem, her şeyde senden bir anı aksediyor, senin masumiyet kanıtı parmak izlerinle dolu sanki dünya.
Gelgelelim masumiyet, yaşam belirtilerinin azlığı demektir Şebnem.
Bu gidişle yokluğunun gürültüsünden sağır olacağım.
Eline sihirbaz değneği geçmiş kör gibiyim.
Arabalar etrafımda keskin frenler yaparak duruyorlar. Beynime sıcak asfalt dökülmüş gibi, hasretin katranı kafatasımdan gövdeme damlıyor.
Şebnem seninleyken içimi padişah gururu kaplıyordu.
Gözlerine bakınca, kanımda gıcır gıcır hançerler, kılıçlar yüzüyordu.
Senin kadife geometrin başımı döndürüyordu.
Bir yandan da karşında kendimi mağaranın girişindeki kütük gibi hissediyordum.
Şimdi uzaya fırlatılan mekikte kilitli kalmış sinekten beterim.
Şebnem, İstanbul, Türkiye, dünya, galaksi, uzay senin olduğun yerden başlıyordu, nerdesin?
Sensiz, yolunu kaybetmiş görünmez adam gibiyim.
Aptallığın otobanından dehanın patikasına mı varacağım? İnşallah o yol iki kişinin yanyana yürüyebileceği kadar geniştir.
Kafamın içinde kocaman bir ağaç ve küçücük bir maymun var. Daldan dala zıplıyor, onu evcilleştiremiyorum.
Hani insan bazen gökte yabancı bir cisim görür de gözlerine inanamaz ya, yanındakine, “Benim gördüğümü sen de görüyor musun?” diye sorar.
Ben de seninleyken gözlerime inanamıyordum. Kulaklarıma inanamıyordum. Vücudumdaki hiçbir hücreye inanamıyordum.
Kimseye soramıyordum da “Benim gördüğümü sen de görüyor musun?” diye.
Seni unutma fikri bile, sana kavuşma umuduna bağlanıyor içimde.
Senden kaçış varsa bile kurtuluş yok Şebnem.
Artık, su olsam sana doğru akarım, uçak olsam sana doğru uçarım, erik olsam sana doğru yuvarlanırım.
Bizi ancak aynı banyoda yıkanmak paklar Şebnem.
Yüreğin derinliklerinden yükselen sesler, kulakta sapıkça bir şey gibi tınlıyor farkındayım.
Öpüyorum gözkapaklarını, dizkapaklarını, kalp kapakçıklarını.”

Murat Menteş, Korkma Ben Varım
İletişim Yayınları, Roman, 3.Baskı, İstanbul 2010, sf.297-298

Hiç yorum yok: